KALBİNİZE YENİLMEYİN

Yanma, batma veya yorgunluk hissine dikkat!
KALBİNİZE YENİLMEYİN
Özellikle düşük ve orta gelirli ülkelerde ölümlerin yüzde 82’sinin sebebi olan kalp ve damar hastalıkları, her yıl Türkiye’de yaklaşık 200-250 bin olmak üzere dünyada da ise 18 milyon kişinin hayatına mal oluyor. Kalp hastalığı olan kişilerin yüzde 80’inde hipertansiyon, kolesterol yüksekliği ve sigara kullanımı görülüyor. Kalp ve damar hastalıklarına davetiye çıkaran diğer riskler arasında ise şeker, obezite, hareketsiz yaşam ve beslenme bozukluğu yer alıyor. Acıbadem Kayseri Hastanesi Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Ergün Seyfeli, yaşam boyu sağlıklı bir kalbe sahip olmak için yapılması gerekenleri anlattı.
Kalbi korumak için yürüyüş şart!
Kalp hastalıklarından korunmada erken teşhis kadar, egzersiz ve düzenli beslenmenin de büyük bir önemi bulunuyor. Özellikle açık alanlarda haftanın 3-4 veya her günü en az 30-45 dakika tempolu yürüyüşler yapılması gerektiğini söyleyen Prof. Dr. Ergün Seyfeli, burada asıl amacın egzersize başlamadan önceki kalp hızının yüzde 70’ine erişmek olduğunu belirtiyor. Prof. Dr. Seyfeli, “Örneğin kalp hızı 70 olan bir kişinin kalp hızını 120 atıma çıkaracak tempoda yürüyüş yapması gerekiyor. Kalp hızının ne kadar arttığı dijital tansiyon aletleri ile kolayca takip edilebiliyor. Egzersizin süresi yanında tipi de önem teşkil ediyor. Kalp sağlığı için halter, barfiks, ağırlık kaldırma gibi egzersizlerden kaçınarak; yürüyüş, yüzme ve aerobik aktiviteler yapılması gerekiyor” diyor.
Beslenme listesinde sebze ve meyveye yer açın
Kalp sağlığını korumak için en önemli faktörlerden biri de doğru beslenmek. Doğal gıda sebze ve meyvelerin mevsiminde tüketilmesi ve organik olmasına dikkat edilmeli. Meyve ve sebze tüketiminin önemine değinen Prof. Dr. Ergün Seyfeli, sebze ve meyvenin de beslenme listesinde günde en az 2 porsiyon yer alması gerektiğini söylüyor. Prof. Dr. Seyfeli, “Bunların yanı sıra yağlı ve sindirimi zor gıdalardan uzak durulması, tuz tüketiminin de olabildiğince azaltılması önem teşkil ediyor. Beslenmenin mutlaka dengeli olması gerekiyor. Özetle, sofradan doymadan kalkılmalı ve hepsini yemeden her şeyden yeteri kadar yenilmeli” diyor.
Hastalıklarda sigaranın payı büyük
Kalp sağlığını tehdit eden en önemli unsurlardan biri olan sigara kullanımı, kalp damar hastalıklarının yüzde 20’sinden sorumlu olarak biliniyor. Sigarayı bırakan kişilerde kalp hastalığı riski birkaç yıl içinde yüzde 50; içme süresi ve miktarına bağlı olarak 10-15 yıl içinde hiç sigara kullanmayan bir kişinin kalp krizi riskine düşer. Prof.
Dr. Ergün Seyfeli, yaş ve genetik riskler dışında düzenli kalp check-upları, egzersiz ve beslenme ile kalp hastalıklarından önemli oranda korunulabileceğini söylüyor.
Kalbinizi korumak için bunları yapın!
Prof. Dr. Ergün Seyfeli, kalp damar hastalıklarından korunmak için yapılabilecekleri sıraladı:
* “Fiziksel aktivite mutlaka egzersiz yapmayı gerektiriyor. Sadece bahçe işleriyle uğraşmak ya da evi temizlemek küçük kalori harcamalarına neden olsa da fiziksel egzersizlerin yerini tutmaz. Aktivite düzeyinin bir anda değil yavaş yavaş artırılması gerekiyor.
* Az da olsa devamlı yapılan egzersizlerinde kalp sağlığı üzerine olumlu etkileri var.
* Bulunulan ortamların yakınındaki fiziksel aktivite olanakları yoğun iş temposunda kişilerin aktiviteye ulaşması açısından kolaylık sağlıyor,
* Şekerli gıdaları veya çikolatayı bir anda kesmek yerine bu ihtiyacı karşılayabilecek çeşitli meyveler tüketilmesi öneriliyor,
* Tuz miktarının günde 1 tatlı kaşığına karşılık gelen 5 gramdan fazla tüketilmemesi gerekiyor,
* Beslenme sırasında porsiyonları gözden geçirerek daha küçük tabaklar kullanılması, vücudun ihtiyaç duyduğundan fazlasını almanın önüne geçiyor.
* Evde sigara içilmemesinin önlenmesi, tüm aile bireyleri için ileride doğabilecek sağlık sorunlarının önüne geçiyor. Çocuklara sigaranın zararlarının detaylı bir biçimde anlatılması; içen kişilerin de bırakmak için uzmanlardan destek alması gerekiyor,
* Düzenli olarak sağlık kontrolleri yaptırılması, erken teşhis açısından önem taşıyor. Kan basıncı, kolesterol ve glukoz düzeyleri, kilo ve vücut kitle indeksinin her yıl takip edilmesi gerekiyor.